24 Eylül 2012 Pazartesi

Sadece ..



              Özlediğim insanlar var ama bundan ziyade kavuşmayı özledim..

15 Eylül 2012 Cumartesi

Hayat


    Hayat bir pamuk ipliğine bağlı zamanın geçmesidir.Tam benden geçti, bitti dediğin zamanda, hayat insanı öyle bir yerden yakalıyor ki bunun önüne geçebilmek ne mümkün. 
   Hayal ettiğin ne varsa hepsi bir anda önüne seriliyor, birde bakıyorsun ki düşlediğin o yolda sen ve hayalin ikiniz baş başasınız..  Peki neydi buna ulaştıran güç? Hırs mı? İnat mı? Azim mi?
    

11 Eylül 2012 Salı

11.09.2012

Işıltılı yalanlardan kaçmak isteyen insanlar vardır
Kalpleri yalnızlık tortusuyla kaplıdır
Yaşarken ölmenin ne demek olduğunu en iyi onlar bilir
İçlerinde kirli bir balon gibi günden güne büyüyen boşluklar vardır
Gülüşlerinde gizli bir çaresizlik gizlidir
Masumluğu bir ağacın gövdesine gömmüşlerdir
Her gece uyumadan önce hayatlarından çıkıp giden insanları özlemle anarlar
Öğrenilmiş çaresizliğin beşiğinde uyanırlar her sabah
Yıkılan hayalleri için birer dakikalık saygı duruşunda dururlar
Sonra ansızın yalnızlığın karanlık dünyasında buluverirler kendilerini.
Kalabalığın içindeki yalnızlığı hissettikleri an 
Huzur veren zehirle doldururlar ciğerlerini ...

1 Temmuz 2012 Pazar

01.07.12

Arasam, biliyorum açmayacak ya da açıp kalbimden geçen her şeyi bozacak.Dönsem, biliyorum özlediklerim aynı olmayacak.Başlasak, biliyorum birbirimizden daha çok nefret edeceğiz.Bu kadar şeyi biliyorum, ama soluk borumu kesip, burnumun ucunda sızıya dönüşen hissi ne yapacağımı bilmiyorum ..

17 Haziran 2012 Pazar

17.05.12

Daha fazla düşünerek kırık hayallerden bozma dünyasını alt üst ediyordu. Güneş batmaya yakındı, havada o hüzün kokusu.. Kurumuş yapraklara bastığında çıkan o ses daha çok canını yakıyordu, içinde büyüyordu da büyüyordu. Oysa eskiden ne çok severdi kurumuş yaprakların üstünde yürürken çıkan sesleri. Duymamak için o şarkıyı başlattı. Kelimeler durmak bilmeden beyninin içinde geziniyordu. Neden böyle olmuştu her şey? Cevap bulamadı ve yürümeye devam etti. Attığı her adımda bir anı saklıydı sanki, pusuda gibi. Oysa eskiden ne çok severdi anımsayıp gülümsemeyi. Sonradan canını acıtacağını bilseydi, belki.. Durdu. Gözleri öyle doluydu ki önünü göremiyordu. Karardı.. Zaten o günden beri hep karanlıktı. Gözlerini açtığında gördüğü tek şey başında toplanan insanlardı, oysa görmek istediği çok başkaydı. Madem öyle.. dedi. Tekrar kapattı gözlerini, yanaklarından sarı yapraklara birer damla yalnızlık düştü. O günden beri “sonbahar” hep “yalnızlık” oldu.

13 Haziran 2012 Çarşamba

13.06.12

Film bittikten sonraki kalabalığın dağılışı gibiydik.
Ceketimizi aldık
Üstümüzde bir telaş
Hala kulaklarımızda çınlayan soundtrack
Aklımızda düşünceler
Buruk bir etki
Sağa, sola tek tek dağıldık
Son bir kez ekrana baktık
Işıklar yandı
Ekran karardı. 

Belki..

11 Haziran 2012 Pazartesi

Nazım Hikmet

"bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen
hala yalnızsan, için rahat olsun. giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur
ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka 
hiçbir işe yaramayacaktır.

sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. hani
ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla
bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. yaptıklarınla
değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. bu mahkemede hafifletici
sebepler yoktur. iyi halin cezanda indirim sağlamaz.

sen, "ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap
verecektir. ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi
yaşadın.özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün,
şiirler yazdın. "peki o ne yaptı" deme. herkes kendinden sorumludur aşkta.
sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.
bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için
uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? hayatı ıskalama lüksün yok
senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.

her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli
çok oldu. hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. sen
mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... epeydir eline
almadığın kitaplar seni bekliyor.kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun
mu? kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da
keyif verecek sana.yine içeceksin rakını balığın yanında. üstelik
dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....

sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan
yürektir.yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da
içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. sen
yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. elbet
bitecek güneşe hasret günler. ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik
bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
hayatı ıskalamaya lüksün yok senin....."


Nazım Hikmet

11.05.12


5 Haziran 2012 Salı

05.06.12


Hakk' ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol.

Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın.
"Düzenim bozulur hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

31 Mayıs 2012 Perşembe

___

Kadın: Bazen seni özlüyorum.
Adam: Seni hiç özlemiyorum.
Kadın: Bazen senin için ağlıyorum.

Adam: Ben hep gülüyorum.
Kadın: Ayrılık zor.
Adam: Benim için değil.
Kadın: Duyguların öleli ne kadar oldu ?
Adam: Sensizken yaşıyor muyum sanıyorsun ?

Sıla-Yoruldum


28 Mayıs 2012 Pazartesi

 Her şeyini yitirdiğin anda bırak umutların eşlik etsin hüznüne .Onlara sarıl uyu, onlarla karnını doyur , onlara başını yasla.Emin ol ki hiç kimse hiçbirşey  onun verdiği dostluğu veremez sana.
 Kandırma kendini..Hatalarında doğruların kadar seninler hemde hiç olmadıkları kadar.Kabullen ve devam et yoluna emin ol o kadar doğrular çıkıyor ki karşına.
 Mutlu ol..Görmesini bildikten sonra, yitirdiklerin dışında mutlu olacağın o kadar çok seçeneğin var ki önünde.Sevmeyi sevilmeyi hakeden.Sev ve haket onları ..


Hayat öyle değişken, öyle karmaşık ki; hızına yetişemiyor insan. Bir gün var olan ertesi gün yok oluyor, bir gün can olan ertesi gün ırak. Bir gün güldüren şarkı günler sonra hüzünlendirebiliyor. Bir gün yediğin yemek tat verirken, ertesi gün Şam’da kayısı yesen tat vermez olabiliyor. Gün oluyor dostunla keyfe tokuşturuyorsun kadehini, gün oluyor bir tek atarken içleniyorsun. Bir gün gözünden yaş damlarken, ertesi gün birisi çıkageliyor ve o yaşı silebiliyor yanağının en kırmızı yerinden

27 Mayıs 2012 Pazar

Değişiyormuş Dünya; havası, suyu, insanı… O dondukçe içindekilerde çalkalanıyormuş durmadan.. Herşeyi birbirine karışıyormuş… Dostlukları, düşmanlıkları, hüzünleri, mutlulukları..Saçma bir hal alıyormuş..Kızmamak gerekmiş aslında hiçbirine..O kocaman Dünya dönüyor sonuçta, içindekilerimi sabit kalsın..

Zaman ‘o’ zaman değiLmiş meğer….
Ve yanlızlık tek başına olmak değildir çoğu zaman . Kalabalıksındır hemde hiç olmadığın kadar .Ama herkesin bildiği dil başkadır birbirinden.Anlaşılmaz ağzından çıkan hiçbir kelime, hani koşarsın koşarsın hiç bir yere varamazsın ya aynı misal ..Ama koşuyorum koşuyorum hemde nefes bile almadan ..
Eğer izin verirsen, silinen yalnızca hatıralardır. İzin vermediğin sürece, ne bakış silinir, ne ses, ne de his.