8 Ocak 2014 Çarşamba

Özetle (08.01.2014)

   

   Kimler unutulmadı ki aşkların değişken hafızalarında. Eğer insan unutmak istemezse bir günü bile hatırlar on yıl sonra..ve unutmak isteyen bir günde bile unutur on yılı. Hep bu sözün doğruluğuna inanarak yaşadım o ayrılıktan sonra. Unutmak kolay olmamıştı. Birilerinin beni kandırmasına ihtiyacım vardı. Kandırılırsam,kolay olacaktı unutmak. Belki de kendimi kandırmam gerekecekti. İlk günler fena gitmiyordu. Arada bir kendimi sınadım. Onunla gittiğimiz yerlerin önünden geçerken,kalbimin nasıl attığını kontrol ettim. Hediyelerini ayırmadım gözümün önünden. Onu hatırlatan hiçbir şeyi saklamadım. her şeyi ortaya çıkardım. Onlarla yaşamayı öğrenmeliydim. Kaçsam daha çok bulacaktı beni. Zaman zaman küçük iç kanamalar geçirsem de genel anlamda iyiydim. En çok bu süreci onun nasıl geçirdiğini merak ediyorum. Acaba pişman mıydı? Acaba geri döner miydi? İhtimaller.. Sonra başka ihtimaller düşünmeye başladım. Beni en çok rahatsız eden  ” acaba hayatında yeni biri var mı” ” gittiğimiz yerlere onunla da gidiyor mu” gibi sorulardı. Cevabını duymaktan korktuğum soruların izine düştüm çoğu zaman. Sonra kendimi bi mantık süzgecinden geçirip ” Saçmalama, o sana ait değil artık. Kiminle nerde ne yaşamak istiyorsa onu yaşar” diyordum ve kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Söylediklerimle içimi rahatlatmaya çalışsam da ” bir başkası” fikri gizlice oyuyordu içimi.

   Zaman geçip giderken, avuçlarıma  bir gerçeği ikinci kez bırakıverdi. Gitmişti ! Benim gerçek dramım asıl şimdi başlıyordu.

  Artık geçtiğimiz yerler içimi eziyor,buluştuğumuz kafeler üstüme yıkılıyor,verdiği hediyelere bakmak,hıçkırıklara boğulup ağlatıyordu beni. Sonrasında yemeden içmeden kesilmeler, antidepresanlarla yaşamak ve daha da büyük bi suskunluğun içinde,altında ağ olmadan ölümün ipinde yürümeler dönemi başlıyordu. Elbet bugünler de geçecekti. Sıyırıp geçen kurşunlar gibi. Öylede oldu. Ben başka bir hayatın içinde onun yollarını adımlayarak, başka kollarda onsuz;  O bensiz bir hayatın içinde başkalarıyla sessiz var oldu. Yazdığım her şeyin öznesi olarak kaldı bende. 
  
  Şimdi ne yazsam, ne desem üstüne kar yağacak biliyorum...  yazdığım her şeyi okuduğunu da ...  biliyorum ... bunu da dahil ...


     Kahraman Tazeoğlu

5 Ocak 2014 Pazar

05.01.2014

  Yavaşça ayağa kalktı.Gidiyordu işte. Ardı yapacaktı beni. Sildim göz yaşımı kalktım ayağa. Her soruyu anlama çeviren gözleriyle sustu. Bana acıyarak bakıyordu. Noktası çalınmış cümle sonum gibi durdu öylece. ''Sana birbirinden güzel yalnızlıklar biriktirdim.'' der gibiydi. Dudakları kıpırdandı, inler gibi 
'' çok çocuk kaldın aşka, kendi gölgesine basmaktan korkan...'' diyebildi sadece.

  İşte gidiyordu. Bir daha hiç dönmeyecekti. Bir daha hiç olmayacaktı. Sadece bir ''gitme'' çıkabildi dudaklarımdan. Yüzüme baktı ve '' artık sözlerim merheme yara olmaya başlamışsa, içimdeki seni sus, içindeki beni duy'' dedi ve sırtındaki ceketimi bankın üzerine bırakarak yürümeye başladı. Son sözleri bunlar olmamalıydı!  Arkasından '' beni hiç almadığın hayatından böyle ucuz kovamazsın! '' diye bağırdım. Geriye döndü ve ''davet edilmediğin yerden kovulmazsın.'' dedi.
Son sözüydü. Gitti..


Kahraman Tazeoğlu