21 Mayıs 2014 Çarşamba

Merhaba Gitmeye Cesaret Edemediğim (21.05.2014)

  "Seviyorum" diye başlayıp, "gidiyorum" diye biten bir cümleydi bizim hikayemiz. Hep yan yanaydık aslında ama aramızda uçurumlar büyüttüğümüzün farkına varamıyorduk bir türlü. Bu yüzden biz seninle hep iki kişi olduk ama asla bir çift olamadık. "Severek öldürme beni" dedim, sen öldürerek sevdin. Oysa gözlerinden payıma düşecek küçücük bir ışık için, nice derin karanlıklar borçlanmıştım ben. İşte sevmek böyledir katilim! Küçücük bir esinti için fırtınalar feda edersin. Yine de düşünür insan "Değdi mi ?" diye ve cevabı, koca bir soruya dönüştürür hayat. Anlarsın ki uğruna ödediğin bedeller, mutluluğuna gölge düşürüyorsa, hak ettiğin mutluluk sana biraz pahalıya mal olmuştur.

   Gözüm kördü senden. Ve görmüyordu başkasını. Senin  nezdinde beni küçültmüş, seni büyütmüştü bu durum. Çok sevilmenin şımarıklığı oturmuştu dudaklarının kenarına.   Kalbinden ihanetler geçiyordu sessizce. Ve unutmuştun körlerin sadece sesleri gördüğünü. Kalbinin sesini gördüm katilim! Hazırdın beni unutmaya. Aşkı bende yeşertip, çiçeklerini başkalarına sunacak kadar alçaldın…Alçaktın! Sadece dara düştüğünde kullanabileceğin, yalnızlığındaki oyuncaktım, oyalandığındım. İçimde kelimeler bağırırken, dilim sessizdeydi yine. Sustum sana, sustum içime. 

   Sonra gittin . Önce gözümdeki yaşta tüttün, sonra dilimdeki küfürde. Gitmiş olsan da bir gün geri döneceğini bilirdim. Dönmesen bile bununla baş edebilirdim. Belki de her yeni başlangıç, yepyeni bir kaçıştı; bunu da öğrendin. Sahte aşk ustası oldun sen. Hayatını yazsan yalan olurdu!

    Pişmanlık duvarların yıkıldı mı katilim? Ben hazırdım tamamlamaya, yarım kalmış ne varsa. Ama… Ama… Ne ben gururumu çiğneyebildim, ne sen “pişmanım” diyebildin.         Şimdi bana yüreğinin kapılarını ardına kadar açsan ne çıkar; ben senin arka bahçeni öğrendim.

   Anladım ki en güzel diye beklediklerim, meğer dünde kalanlarımmış. Bak, kirlenmiş gözlerinden kalbime düşen ışık, giderek azalıyor. Senin gözlerin, benim hayatım kararıyor. Hiç bir hüznüm kalmadı mutluluğuma kastetmeyen. Ah katilim ! Ah yar bildiğim! Ben mutluluğun peşinde koşarken yandım. Dilerim senide yaksın mutluluk!


    Kahraman Tazeoğlu

1 Mayıs 2014 Perşembe

(01.05.2014)

   Kandırıldığını bilen biri buna ses çıkarmıyorsa, kandıran kişi sonunu rahatça hazırlasın diyedir. Kendi sonunu hazırlaman içindi bu suskunluğum. Ama aşkta söylenen yalanlara akıl inanmasa da kalp aldanmak istiyor daima. Sonra bir itiraf bekliyor insan, bir özür içten içe. Bir elinde küsmeler saklıyor sevdiğine.. Öbür elinde barış.. Belki  biraz da gözyaşı, sitem, birkaç bağırış çağırış.. Ama affetmeye hep hazır, hep hazır...
  
   Kalbinin atması yaşıyorsun anlamına gelmese de biliyorum bir gün geri döneceksin unutulmayanım; çünkü kalbini arkada bıraktın. Bak üstüm başım hala adın! Soruyorum sana; içinden atamadığın hangi aşkın artığıydım? Kimin intikamı benden alındı? Ömrünün kaçıncı aşkında bana gelmiştin ve hangi durakta inecektin? 

    Ben yazmayı seçtim. Sana değil, kendimedir cümlelerim. Bazı cümlelerim kötü kurulmuş olsa da gücünü yaşanmışlıklardan alır. Sen de yaz. Dök içini satırlara, kalanlar benim olsun..


   Aşkı anlamaktan korkanlar, düşünmeden severler. Anla diye yazıyorum sana bunları. Ama sen yinede şiir gibi oku. Çünkü bazı şiirler yeniden başlasın diye değil, herşey bitsin diye yazılır.Sana son nasihatim; sen sen ol bir başka kapıya uzanırken, çıktığın kapıyı açık bırakma. 


Bir yanım sen olduğu için  vazgeçemiyorum öte yanımdan.


       Gözümde yaş varken bana yağmuru anlatma ..