Ben seni değil; seni sevmeyi seviyordum, sen araya girdin…
Aşk hakkında o kadar konuşmuşuz ki konuşmaktan aşkı yaşamayı unutmuşuz. Ve bir gün konuşulan her şeyin, yaşanmadığı sürece yalan olarak kaldığını öğrendik..Çok sonra anladık yaptığımızın hiçbir şey uğruna herşeyden vazgeçmek olduğunu. Daha doğrusu o önce anladı. Ben anladığımda o çoktan gitmişti. Zaten bana bunu öğreten onun gidişiydi.
Aşktı işte.. Varmışcasına bulduğum, yokmuşcasına yaşadığım.
Şimdi içimde varmaktan çok bir gitme isteği. Zaman o kadar cimri ki; hiçbir saniyesini vermiyor geri. Zamanın değerini daha iyi anlıyorum bu yalnızlık yolunda şimdi. Ki beni zaten bu kalabalıklar yalnızlaştırdı sevgili. Yalnızlık tek başına taşınır. Sakın yanlış anlama, kendimi yitirmiş değilim, sadece sende kayboldum o kadar. Hayat sunduğu her engelin arkasına bir mutluluk saklıyor. Elbet yolumu bulurum yine. Elbet yine mutlu olurum. Kış geldi bak, ayrılığımızın beyaz çölü. Yine bahar gelecek, yine mevsimler dönecek ama gelecek de bir gün geçecek. Bu kadar konuştuğuma bakma. Aslında ben sana hep susacaktım ama sen kelimeleri ağzımdan çaldın. Ah sevgili… Beni benden alıp gittin; içimde bensizlik dışımda sensizlik var şimdi. Sadece şunu merak ediyorum; hiç ağlamıyor musun özlerken? Bu kadar mı yoruldun benden?
Şimdi son sözüm sana şu sevgili: bazı erkekler adam doğar, bazıları sonradan adam olur. Ben aşkı nimet gibi başımın üstünde taşıdım; bundandır boyun eğmeyişim.Riski bazen kazanmak, bazen de elindekini kaybetmemek için alırsın. Hayat böyle işte korkun kadar kaçar, cesaretin kadar savaşırsın!
Acım mı?
Geçmedi… Alıştım sadece.
Geçmedi… Alıştım sadece.
Kahraman Tazeoğlu