27 Ağustos 2013 Salı

27.08.13

Artık daha az seviyorum seni. Unutur gibi, olur gibi daha az. Yeniden ödetiyorum kendime, önce aşkın öğretemediğini. Kolay değildi, yalnızca sevgilimi değil,evladımı da kaybettim ben. Kaç acı birden imtihan etti beni.. Bir tek gece vardır insanın hayatında; Ömür boyu sürer nöbeti! Bu da öyleydi,

 İyi ol, sağ ol, uzak ol.. 
 Ama bir daha görme beni…

14 Ağustos 2013 Çarşamba

14.08.2012

Oysa, insanlardan uzun zaman önce umudunu kesmiş, onlardan bir şey beklememeye ve kendi düzenini kurmaya karar vermiştin. Biliyordun ki bir insanın başka bir insanı anlayabilmesi ancak çok özel durumlarda mümkündü ve sen hiçbir zaman hiç kimse için o kadar da özel olmamıştın. Ve yine çok iyi biliyordun ki durup herhangi bir kimseyle bunun denemesini yapmaya bile değmezdi. Şaşmaz nedensellik ilkesine tabi bir takım tabiat olayları gibi beşeri kurallar vardı. Ateş yakar, su boğar, insan anlamaz.. Yüzlerce hayal kırıklığı, küçük düşme, yüzüstü bırakılma ve her koşulda anlaşılamama deneyimi sana bunu öğretmişti. ‘Hayatın ciddiye alınmasını istediğin bir oyundu’ ve kimselerin durup bununla uğraşacak zamanı yoktu.

6 Ağustos 2013 Salı

Alıştım sadece ..

Beni mutlu edecek yalanlar söylemeyi öğrendim sensizlikte. Küçük mutluluklara büyüteçle bakmayı bildim. Sustum öylece. Konuşmadım sensizlikle. Gidişini haklı gösterecek uyduruk bahaneler buldum kendime. Sustum öylece… Kimse benim kadar sessiz susmadı. Zaten o eski tadı da kalmadı susmaların; kime sorsam konuşuyor şimdi, o kadar sustum ki sensizliğe, sensizliğimde boğuldum her gece. Çok düşündüm seni düşünmemeyi. Keşke bana beni nasıl unuttuğunu öğretseydin, belki bende sana uyardım. Anlamadığım tek şey; bende duran zaman sende nasıl geçiyor.
Acım mı? Geçmedi! Alıştım sadece..

5 Ağustos 2013 Pazartesi

05.08.2013

Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil. İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda, hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimden geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini.