7 Aralık 2015 Pazartesi

( 07.12.2015 )


   Merhaba genç adam ...
   Merhaba eksik yanım ..
  Bu sana gönderemediğim birçok mektuptan yalnızca biri . . .

Deli gibi sevdiğin birinden vazgeçmek kolay değildir. Hele ki ona içinden gelerek en saf halinle '' Canmsın'' dediysen, ''Hayatım'' dediysen hiç kolay olmaz. Çünkü vazgeçtiğin herhangi biri değil, 'hayatın'dır. Bu yüzden bazı ayrıklıklar biraz da intihardır...

Ne kadar pişman olacağımı, üzüleceğimi bile bile vazgeçiyorum. Çünkü bugün bunları yazarken  bile gırtlağıma birşeyler düğümlenip kalıyor...Uzun uzun sevdim çok uzun şeyler yazmalıydım.. Anlamalıydı, dönmese bile farkına varmalıydı.. Bunları olur da eğer bir gün okursan, okuduğunda ben çoktan gitmiş olsam dahi senden tek isteğim, gel. Ulaşılmaz değilim ve unutmaya çalıştığın bir anı olarak düşünme beni.  Bir zamanlar sen de sevmiştin aslında beni. Buna eminim . . .

Aslına bakarsan yorgundum, çok yorgun ... Artık duracak, dinleyecek halim yoktu ...

    Mesela sen şuanda çıksan karşıma, sana söyleyemediğim, yakışık almaz diye zihnimden kovduğum bir sürü cümle doluşabilir dilime. Seninle yüzleşememenin acısını taşırken halla, bu hesaplaşma gerçekten çok iyi gelebilir.
   Olacak mı öyle bir an? Seni karşıma alıp bana yaptıklarını, yaşattıklarını tek tek anlatıp, yüzüne vurabilecek miyim ? O yüzden düşünüyorum acaba ne yapsan, ben kendimi huzura ermiş hissedebilir ve bu sayfayı tamamen gönül rahatlığıyla kapatabilirm? Aramızdaki alacak verecek  hesabı kapanmadığı için hala seni de çıkaramıyorum zihnimden .
    Bazen uykumda hesaplaşıyorum. Sana hakkımı helal etmediğimi haykırıp duruyorum. Sen kimi rüyalarımda başı öne eğik, mahcup mahcup bakıyorsun bana. Kimi rüyalarımda ise öylece yine arkanı dönüp gidiyorsun..
    Sırf iyi olduğunu duymamak için, seni tanıyan bütün arkadaşlarımla da arama mesafe koydum.Senden bana bir haber uçurmasınlar; ne yaptığını, gününü gün edişini benimle paylaşmasınlar istiyorum. Hep böyleydin sen. Ben eve kapanıp acı çekerken , içim içimi kemirirken , sen nerede akşam orada sabah eğlenceye verirdin kendini. Hız kesmeden yeni tutkular yaşar, hayatın tadını çıkarırdın.
    Sen buydun, bundan ibarettin.. Doğru soru, ben seni gerçekten bu halinle yaşamaya devam edebilecek miydim ?

   Öyle basit değil inan bana. Hayatını, geleceğini, hayallerini yalnızca bir kişiye ayırıp daha sonra ondan ayrılmak hiç kolay değil !  Bunu ne kadar acı bir tecrübe olduğu hakkında en ufak bir   fikrin bile yok. Çünkü sen en çok sevdiğin zamanlarda terkedilmedin.. Hiç yüzüstü kalmadın, aldatılmadın, bütün alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda bırakılmadın ...                        

    Niye unutamazsın biliyor musun ?

    Hayatından bir çok sevgili geçer ama yalnızca birine  saplanıp kalırsın. Hepsinin ismini bile unutursun ; ama onun doğum gününü, en sevdiği rengi, şarkıyı unutmazsın. Hatta telefon numarasına kadar hatırlarsın. Ne yaparsan yap unutamazsın işte. Çünkü en çok o acıtmıştır canını. İnsanın acısı neredeyse aklı orada oluyor işte...
   Ne kadar yazık etmişiz meğer birbirimize. Birbirimizin ömründen ne kadar çok şey çalmışız böyle. Güzel günlerimiz olmadı değil, elbette oldu. Ama neye yarar ki ? Hepsi de unutmak istenen birer geçmişe dönüştü şimdi.

 Ve inan, etrafını saran insan müsveddeleri, sana hiç doğruları göstermedi. Onlar, senin duymak istediklerini söylediler hep. Zaaflar böyle bitirir işte insanı. Seni mutlu eden sahte insanları, sana doğruları söyleyerek ruhunu sıkanlara değişirsin. Onların sana sunduğu sahte dünyanın içinde mutluyu oynarsın. Ama aslında gerçekleri göremeyen bir zavallısın. Arıları öldürmüş, sineklerden bal bekliyorsundur.

Hayat bana neyi öğretti biliyor musun  katilim ? Gülmeyen bir baht için ağlamamayı. Kahkaha atmakla ömrünü geçireceğine, gülümsemeyi dene. İnan çok daha mutlu olacaksın. Ben ki senin akıl hocan değilim. Bu kadar yazdığıma bakma. Sadece okuman içindi. Belki başkaları da yazar, belki onları da okursun. Ama şunu çok iyi bil ki ; okuduklarımızdan ziyade aklımızda kalanlar bize yol gösterir. Umarım unutmazsın bunları. Çünkü bu sana son iyiliğim.



Ve benden geriye sadece bir mektup kaldı ona .Kalbinin taşlarında izim kalsın .. Susuyorum ve gidiyorum. Hoşça kal sevgili..


Ben ne öğrendim  biliyor musun ?
İnsan hiç unutmadığı birini hatırlamazmış.
Ben bu günde seni hatırlamadım . . .