26 Temmuz 2014 Cumartesi

Belki Bir Gün (26.07.2014)

  Neden bu kadar yalnızım biliyor musun? Çünkü insanları iyi tanıdım. Yalanı gözünden anlarım. Yalancıklar kelimelerle  açtıkları suskunluklarıyla örtülü giderler. Daha da gidecekler. Çünkü herkes yalanlarıyla gider ben inandığımla kalırım.

  Aşk yanlı bir tutumdu ve hep senden yanaydı. Biliyordum; seninki, içinde 'Hoşça kal' saklayan bir gelişti. Çünkü gidenler hep haklı kalıyor ve aşk acıdan yana çıkıyordu. Yine de denemekten vazgeçmedim.  Seni hep sevdim. Her işte bir hayır vardır dedim. Ama her hayırında bir bedeli olduğunu bilemedim. Ben bu bedeli gitmek zorunda olarak ödüyorum şimdi.

  Gözyaşlarına bile temizlenmiyor karşılıksız aşkın yürek lekesi. Bu yüzden artık gitmeliyim. Yenildim! Terk etmiyorum seni; sadece senden mahrum bırakıyorum kendimi.


   Söz veriyorum! Sen hiç farkında olmasan da, seninle ilgili kurduğum hayalleri kimseyle yaşamayacağım, yaşayamam. Ben seni başka sevdim, başkalarını seni sevdiğim gibi sevemem.

  Gurur duyarsınız mantığınızla. Soranlara, ' iyiyim atlattım' dersiniz. Ama birgün mutlaka, ansızın karşınıza çıkar ve onu geri getirir unuttuğunuzu sandığınız bir hatıra... Aklınızda öldürdükleriniz, kalbinizde dirilir sonra..

  Hatasız aşk olmaz; kendimden biliyorum! Ben hafızamı sende unutmuşum.  Bir gözyaşıyla hatırladım. Öyle ya, bazen küçük bir gözyaşına neler sığmaz ki.. Kalsam beni unutacaktın, ben gittim izim kaldı.

Belki bir gün yine karşılaşırız unutulmuş bir aşkın kuytusunda. . Ayrı yatakların,  aynı uykusunda...

Hoşçakal...















2 Temmuz 2014 Çarşamba

Merhaba Vazgeçilmeyenim.. (02.07.2014)

   Sessizliğini dinledim uzun bir süre. Özlemek neden bu kadar yorar insanı? 
'Özlem' fiilinin eyleme dönüşme çabasından mı?
 Ne zaman bir lafın ucu sana çıksa, sonuna gelmeden heba oluyor gülümseyişlerim.

   Yorgunum...

   Sol yanıma yatsam seni uyusam, hep rüyada kalsam.. İçim dilime vuruyor, konuştuklarım incir çekirdeğine yetmiyor; yaşattıklarından ve senden bahis açmama inadımdan. Burnumu bir karış dikiyorum havaya, içim düşüyor. Oysa söz vermiştim kendime, üzerime giydiğim güçlü kız kostümü çıkmayacak, çıksa da senin haberim olmayacak diye.Varlığımla yokluğum bir olacaktı, senin için 'herkes' olacaktım ve belki 'hiç kimse'.

   Beceremedim...

    Hiç kimse görmeden tutup elinden kaldırdım içimdeki ufaklığı. Çok acımış kimseye belli etmedim, edemedim. Teselli bile aramadım kızgınlıklarıma, çünkü hakkımdı bu kara isyan. Sonra fark ettim ki ben bu zamana ait değilim ve biliyorum.. Sen de.. O yüzden hep 'an'larda teğet geçtik birbirimizi..

   Ama içime dokundun bir kere. Parmak izlerin duruyor bakışlarımda. Nereye baksam senden bir iz bırakıyorum. Bu aralar kendime hep suçüstüyüm. Islah olmaz bir özlemim ve korkak bir mantığım var.Tek dinginliğim kelimelerin. Koklayıp koklayıp saklıyorum hafızama. Arşivimde acılarım var benim hatalarım var.. Seninse anlatamadığın masalların, sus'ların kucağında çocuk masumu yüzün ve küf rengi günahların...

  Kaçışlarım sana meyilimdendir. Sessizliğine sığınışım, kabullenişimdir her şeyi. Sakın 'neden? ' diye sorma. Verdiğim her cevap mayındır pişmanlığıma..

   Ve bu bir iç dökümüdür çağıl çağıl !  Bil ama bilme...